الزمن (0,00446 ثانية)
  • النتائج: ( 1
  • الى 9
  • من 9
  • )
#1

ترجمة ( الشعراء 211 ) في Turkish من طرف Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Onlara yaraşmaz, zaten güçleri de yetmez. ] - ترجمة ( Ash-Shu'araa 211 )

[ وَمَا يَنْبَغِي لَهُمْ وَمَا يَسْتَطِيعُونَ ] - الشعراء 211

حول الترجمة الآية | 3143 الكاتب | Yasar Nuri Ozturk اللغة | Turkish
#2

ترجمة ( القلم 25 ) في Turkish من طرف Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Sadece engellemeye, şiddete güçleri yeten kişiler olarak erkenden vardılar. ] - ترجمة ( Al-Qalam 25 )

[ وَغَدَوْا عَلَى حَرْدٍ قَادِرِينَ ] - القلم 25

حول الترجمة الآية | 5296 الكاتب | Yasar Nuri Ozturk اللغة | Turkish
#3

ترجمة ( يس 50 ) في Turkish من طرف Yasar Nuri Ozturk - tr

[ O zaman ne bir tavsiyede bulunmaya güçleri yetecek ne de ailelerine dönebilecekler. ] - ترجمة ( Ya-Sin 50 )

[ فَلَا يَسْتَطِيعُونَ تَوْصِيَةً وَلَا إِلَى أَهْلِهِمْ يَرْجِعُونَ ] - يس 50

حول الترجمة الآية | 3755 الكاتب | Yasar Nuri Ozturk اللغة | Turkish
#4

ترجمة ( يس 67 ) في Turkish من طرف Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Dilesek, onları oldukları yerde hayvana çeviririz. O zaman ne ileri gitmeye güçleri yeter ne de geri dönebilirler. ] - ترجمة ( Ya-Sin 67 )

[ وَلَوْ نَشَاءُ لَمَسَخْنَاهُمْ عَلَى مَكَانَتِهِمْ فَمَا اسْتَطَاعُوا مُضِيًّا وَلَا يَرْجِعُونَ ] - يس 67

حول الترجمة الآية | 3772 الكاتب | Yasar Nuri Ozturk اللغة | Turkish
#5

ترجمة ( الأنبياء 40 ) في Turkish من طرف Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Doğrusu şu ki, o onlara ansızın gelecek de onları şaşkınlıktan donduracak. Artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek ne de yüzlerine bakılacak. ] - ترجمة ( Al-Anbiyaa 40 )

[ بَلْ تَأْتِيهِمْ بَغْتَةً فَتَبْهَتُهُمْ فَلَا يَسْتَطِيعُونَ رَدَّهَا وَلَا هُمْ يُنْظَرُونَ ] - الأنبياء 40

حول الترجمة الآية | 2523 الكاتب | Yasar Nuri Ozturk اللغة | Turkish
#6

ترجمة ( هود 20 ) في Turkish من طرف Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Bunlar yeryüzünde kimseyi âciz bırakamazlar. Allah'tan başka hiçbir dostları da yoktur. Onlara azap kat kat verilecektir. Hem işitmeye güçleri yetmiyordu hem de göremiyorlardı. ] - ترجمة ( Hud 20 )

[ أُولَئِكَ لَمْ يَكُونُوا مُعْجِزِينَ فِي الْأَرْضِ وَمَا كَانَ لَهُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ يُضَاعَفُ لَهُمُ الْعَذَابُ مَا كَانُوا يَسْتَطِيعُونَ السَّمْعَ وَمَا كَانُوا يُبْصِرُونَ ] - هود 20

حول الترجمة الآية | 1493 الكاتب | Yasar Nuri Ozturk اللغة | Turkish
#7

ترجمة ( الفرقان 3 ) في Turkish من طرف Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Böyleyken O'nun dışında bir takım ilahlar edindiler. Hiçbir şey yaratamaz bunlar. Kendileri yaratılmışlardır zaten... Kendi benlikleri için bile ne bir zarara güç yetirebilirler ne bir yarara. Ne bir ölüme güçleri yeter ne bir dirime ne de kabirden çıkarıp hesap sormaya. ] - ترجمة ( Al-Furqan 3 )

[ وَاتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ آلِهَةً لَا يَخْلُقُونَ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ وَلَا يَمْلِكُونَ لِأَنْفُسِهِمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا وَلَا يَمْلِكُونَ مَوْتًا وَلَا حَيَاةً وَلَا نُشُورًا ] - الفرقان 3

حول الترجمة الآية | 2858 الكاتب | Yasar Nuri Ozturk اللغة | Turkish
#8

ترجمة ( الأحقاف 26 ) في Turkish من طرف Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Yemin olsun, onlara, size vermediğimiz imkân ve kudreti vermiştik. Onlar için işitme gücü, gözler ve gönüller oluşturmuştuk. Fakat, işitme güçleri de gözleri de gönülleri de kendilerine hiçbir yarar sağlamadı/kendilerinden hiçbir şeyi uzaklaştıramadı; çünkü ayetlerimize karşı direniyorlardı. Ve alaya aldıkları şey, onları kuşatıp sardı. ] - ترجمة ( Al-Ahqaf 26 )

[ وَلَقَدْ مَكَّنَّاهُمْ فِيمَا إِنْ مَكَّنَّاكُمْ فِيهِ وَجَعَلْنَا لَهُمْ سَمْعًا وَأَبْصَارًا وَأَفْئِدَةً فَمَا أَغْنَى عَنْهُمْ سَمْعُهُمْ وَلَا أَبْصَارُهُمْ وَلَا أَفْئِدَتُهُمْ مِنْ شَيْءٍ إِذْ كَانُوا يَجْحَدُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ ] - الأحقاف 26

حول الترجمة الآية | 4536 الكاتب | Yasar Nuri Ozturk اللغة | Turkish
#9

ترجمة ( البقرة 217 ) في Turkish من طرف Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar. De ki: "O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır." Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidat edip dininden döner de kâfir olarak ölürse böylelerinin amelleri dünyada da âhirette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada. ] - ترجمة ( Al-Baqarah 217 )

[ يَسْأَلُونَكَ عَنِ الشَّهْرِ الْحَرَامِ قِتَالٍ فِيهِ قُلْ قِتَالٌ فِيهِ كَبِيرٌ وَصَدٌّ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَكُفْرٌ بِهِ وَالْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَإِخْرَاجُ أَهْلِهِ مِنْهُ أَكْبَرُ عِنْدَ اللَّهِ وَالْفِتْنَةُ أَكْبَرُ مِنَ الْقَتْلِ وَلَا يَزَالُونَ يُقَاتِلُونَكُمْ حَتَّى يَرُدُّوكُمْ عَنْ دِينِكُمْ إِنِ اسْتَطَاعُوا وَمَنْ يَرْتَدِدْ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَيَمُتْ وَهُوَ كَافِرٌ فَأُولَئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَأُولَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ ] - البقرة 217

حول الترجمة الآية | 224 الكاتب | Yasar Nuri Ozturk اللغة | Turkish