実行時間 (0.00432 秒)
  • 結果: ( 1
  • に 7
  • の 7
  • )
#1

Interpretation of ( An-Nahl 15 ) in Turkish by Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Sizi çalkayıp sarsar diye yerküreye ağır dağlar, ırmaklar, yollar koydu. İyiye ve doğruya ulaşmanız umulmaktadır. ] - Interpretation of ( An-Nahl 15 )

[ وَأَلْقَى فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَنْ تَمِيدَ بِكُمْ وَأَنْهَارًا وَسُبُلًا لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ ] - النحل 15

翻訳について アヤ | 1916 作者 | Yasar Nuri Ozturk 言語 | Turkish
#2

Interpretation of ( Al-Anbiyaa 31 ) in Turkish by Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Yerküreye, onları çalkalamasın diye bir takım dağlar diktik. Ve orada geniş geniş yollar açtık ki, doğru gidebilsinler. ] - Interpretation of ( Al-Anbiyaa 31 )

[ وَجَعَلْنَا فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَنْ تَمِيدَ بِهِمْ وَجَعَلْنَا فِيهَا فِجَاجًا سُبُلًا لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ ] - الأنبياء 31

翻訳について アヤ | 2514 作者 | Yasar Nuri Ozturk 言語 | Turkish
#3

Interpretation of ( Ibrahim 48 ) in Turkish by Yasar Nuri Ozturk - tr

[ O gün yerküre başka bir yerküreye dönüştürülür. Gökler de öyle. Hepsi o Vâhid ve Kahhâr olan Allah'ın huzurunda dikilir. ] - Interpretation of ( Ibrahim 48 )

[ يَوْمَ تُبَدَّلُ الْأَرْضُ غَيْرَ الْأَرْضِ وَالسَّمَاوَاتُ وَبَرَزُوا لِلَّهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ ] - إبراهيم 48

翻訳について アヤ | 1798 作者 | Yasar Nuri Ozturk 言語 | Turkish
#4

Interpretation of ( Fussilat 11 ) in Turkish by Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Sonra buhar/duman halindeki göğe yöneldi de ona ve yerküreye şöyle seslendi: "İsteyerek veya istemeyerek gelin!" Onlar şöyle dediler: "İsteyerek geldik!" ] - Interpretation of ( Fussilat 11 )

[ ثُمَّ اسْتَوَى إِلَى السَّمَاءِ وَهِيَ دُخَانٌ فَقَالَ لَهَا وَلِلْأَرْضِ ائْتِيَا طَوْعًا أَوْ كَرْهًا قَالَتَا أَتَيْنَا طَائِعِينَ ] - فصلت 11

翻訳について アヤ | 4229 作者 | Yasar Nuri Ozturk 言語 | Turkish
#5

Interpretation of ( Ar-Ra'd 41 ) in Turkish by Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Görmüyorlar mı ki biz o yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Allah hükmeder; O'nun hükmünü denetleyecek de yoktur. Hesabı çok çabuk görür O. ] - Interpretation of ( Ar-Ra'd 41 )

[ أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا نَأْتِي الْأَرْضَ نَنْقُصُهَا مِنْ أَطْرَافِهَا وَاللَّهُ يَحْكُمُ لَا مُعَقِّبَ لِحُكْمِهِ وَهُوَ سَرِيعُ الْحِسَابِ ] - الرعد 41

翻訳について アヤ | 1748 作者 | Yasar Nuri Ozturk 言語 | Turkish
#6

Interpretation of ( Al-Anbiyaa 44 ) in Turkish by Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Gerçek şu ki, biz onları ve atalarını, ömür kendilerine uzun gelecek kadar nimetlendirdik. Hâlâ görmüyorlar mı ki, biz yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Galip gelenler onlar mı? ] - Interpretation of ( Al-Anbiyaa 44 )

[ بَلْ مَتَّعْنَا هَؤُلَاءِ وَآبَاءَهُمْ حَتَّى طَالَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ أَفَلَا يَرَوْنَ أَنَّا نَأْتِي الْأَرْضَ نَنْقُصُهَا مِنْ أَطْرَافِهَا أَفَهُمُ الْغَالِبُونَ ] - الأنبياء 44

翻訳について アヤ | 2527 作者 | Yasar Nuri Ozturk 言語 | Turkish
#7

Interpretation of ( Al-A'raf 176 ) in Turkish by Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Dileseydik onu, o ayetlerle yüceltirdik. Ama o, sonsuza dek kalacakmış gibi, yerküreye bağlandı; iğreti arzularına uydu. Onun durumu şu köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan dilini sarkıtarak solur, kendi haline bıraksan dilini sarkıtarak solur. Ayetlerimizi yalanlayan toplumun örneği işte budur. Bu hikâyeyi anlat ki düşünüp taşınabilsinler. ] - Interpretation of ( Al-A'raf 176 )

[ وَلَوْ شِئْنَا لَرَفَعْنَاهُ بِهَا وَلَكِنَّهُ أَخْلَدَ إِلَى الْأَرْضِ وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ الْكَلْبِ إِنْ تَحْمِلْ عَلَيْهِ يَلْهَثْ أَوْ تَتْرُكْهُ يَلْهَثْ ذَلِكَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَاقْصُصِ الْقَصَصَ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ ] - الأعراف 176

翻訳について アヤ | 1130 作者 | Yasar Nuri Ozturk 言語 | Turkish