کات (0.00358 دووةم)
  • ئەنجام: ( 1
  • بۆ 5
  • ليرەوە 5
  • )
#1

Interpretation of ( الحاقة 31 ) لة Spanish بة Julio Cortes - es

[ ¡Que arda, luego, en el fuego de la gehena! ] - Interpretation of ( Al-Haaqqa 31 )

[ ثُمَّ الْجَحِيمَ صَلُّوهُ ] - الحاقة 31

وةرطيَران ئایەت | 5354 نوسةر | Julio Cortes زمانى | Spanish
#2

Interpretation of ( المرسلات 1 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Yemin olsun, o art arda gönderilenlere/meleklere/rüzgârlara/vahyin bölümlerine/kalplere inen doğuşlara, ] - Interpretation of ( Al-Mursalat 1 )

[ وَالْمُرْسَلَاتِ عُرْفًا ] - المرسلات 1

وةرطيَران ئایەت | 5623 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#3

Interpretation of ( الطور 20 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Art arda dizilmiş koltuklar üzerinde yaslanmış olarak." Ve biz onları parlak, iri gözlü hurilerle eşleştirmişizdir. ] - Interpretation of ( At-Tur 20 )

[ مُتَّكِئِينَ عَلَى سُرُرٍ مَصْفُوفَةٍ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِينٍ ] - الطور 20

وةرطيَران ئایەت | 4755 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#4

Interpretation of ( المؤمنون 44 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Sonra, resullerimizi art arda gönderdik. Hangi ümmete resulü geldiyse onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardınca yuvarladık ve hepsini birer efsane yaptık. Dönmeze gitsin iman etmeyen bir topluluk! ] - Interpretation of ( Al-Muminoon 44 )

[ ثُمَّ أَرْسَلْنَا رُسُلَنَا تَتْرَى كُلَّ مَا جَاءَ أُمَّةً رَسُولُهَا كَذَّبُوهُ فَأَتْبَعْنَا بَعْضَهُمْ بَعْضًا وَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ فَبُعْدًا لِقَوْمٍ لَا يُؤْمِنُونَ ] - المؤمنون 44

وةرطيَران ئایەت | 2717 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#5

Interpretation of ( الحديد 27 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Sonra onların eserleri üzere, resullerimizi art arda gönderdik. Meryem'in oğlu İsa'yı da onların ardınca gönderdik. Ona İncil'i verdik; ona uyanların gönüllerine şefkat ve merhamet koyduk. Bir bid'at olarak ortaya çıkardıkları ruhbaniyeti, onlar üzerine biz yazmamıştık. Allah'ın rızasını kazanmak için ortaya çıkardılar. Ama ona gerektiği şekilde saygılı olmadılar. Onların, iman edenlerine ödüllerini verdik. Onlardan çoğu yoldan çıkmış olanlardır. ] - Interpretation of ( Al-Hadid 27 )

[ ثُمَّ قَفَّيْنَا عَلَى آثَارِهِمْ بِرُسُلِنَا وَقَفَّيْنَا بِعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ وَآتَيْنَاهُ الْإِنْجِيلَ وَجَعَلْنَا فِي قُلُوبِ الَّذِينَ اتَّبَعُوهُ رَأْفَةً وَرَحْمَةً وَرَهْبَانِيَّةً ابْتَدَعُوهَا مَا كَتَبْنَاهَا عَلَيْهِمْ إِلَّا ابْتِغَاءَ رِضْوَانِ اللَّهِ فَمَا رَعَوْهَا حَقَّ رِعَايَتِهَا فَآتَيْنَا الَّذِينَ آمَنُوا مِنْهُمْ أَجْرَهُمْ وَكَثِيرٌ مِنْهُمْ فَاسِقُونَ ] - الحديد 27

وةرطيَران ئایەت | 5102 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish