کات (0.00338 دووةم)
  • ئەنجام: ( 1
  • بۆ 3
  • ليرەوە 3
  • )
#1

Interpretation of ( الأحقاف 12 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Halbuki ondan önce, bir önder ve bir rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var! Bu Kur'an da öncekileri tasdikleyen bir kitaptır. Zulmedenleri uyarsın, güzel davrananlara müjde olsun diye Arap dilindedir. ] - Interpretation of ( Al-Ahqaf 12 )

[ وَمِنْ قَبْلِهِ كِتَابُ مُوسَى إِمَامًا وَرَحْمَةً وَهَذَا كِتَابٌ مُصَدِّقٌ لِسَانًا عَرَبِيًّا لِيُنْذِرَ الَّذِينَ ظَلَمُوا وَبُشْرَى لِلْمُحْسِنِينَ ] - الأحقاف 12

وةرطيَران ئایەت | 4522 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#2

Interpretation of ( فصلت 44 ) لة Bosnian بة Mustafa Mlivo - bs

[ A da smo ga učinili Kur'anom na stranom (jeziku), sigurno bi rekli: "Što nisu razjašnjeni ajeti njegovi? Zar strani (jezik) a Arap?" Reci: "On je onima koji vjeruju Uputa i Lijek." A koji ne vjeruju, u ušima njihovim je gluhoća i on je za njih sljepilo. Takvi će biti pozivani iz mjesta dalekog. ] - Interpretation of ( Fussilat 44 )

[ وَلَوْ جَعَلْنَاهُ قُرْآنًا أَعْجَمِيًّا لَقَالُوا لَوْلَا فُصِّلَتْ آيَاتُهُ أَأَعْجَمِيٌّ وَعَرَبِيٌّ قُلْ هُوَ لِلَّذِينَ آمَنُوا هُدًى وَشِفَاءٌ وَالَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ فِي آذَانِهِمْ وَقْرٌ وَهُوَ عَلَيْهِمْ عَمًى أُولَئِكَ يُنَادَوْنَ مِنْ مَكَانٍ بَعِيدٍ ] - فصلت 44

وةرطيَران ئایەت | 4262 نوسةر | Mustafa Mlivo زمانى | Bosnian
#3

Interpretation of ( فصلت 44 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Eğer biz onu yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: "Ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi? /Arap'a yabancı dil mi? /ister yabancı dilde, ister Arapça!" De ki: "O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an, onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir." ] - Interpretation of ( Fussilat 44 )

[ وَلَوْ جَعَلْنَاهُ قُرْآنًا أَعْجَمِيًّا لَقَالُوا لَوْلَا فُصِّلَتْ آيَاتُهُ أَأَعْجَمِيٌّ وَعَرَبِيٌّ قُلْ هُوَ لِلَّذِينَ آمَنُوا هُدًى وَشِفَاءٌ وَالَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ فِي آذَانِهِمْ وَقْرٌ وَهُوَ عَلَيْهِمْ عَمًى أُولَئِكَ يُنَادَوْنَ مِنْ مَكَانٍ بَعِيدٍ ] - فصلت 44

وةرطيَران ئایەت | 4262 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish