کات (0.00327 دووةم)
  • ئەنجام: ( 1
  • بۆ 5
  • ليرەوە 5
  • )
#1

Interpretation of ( النازعات 30 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Bundan sonra da yeri yayıp deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı. ] - Interpretation of ( An-Naziat 30 )

[ وَالْأَرْضَ بَعْدَ ذَلِكَ دَحَاهَا ] - النازعات 30

وةرطيَران ئایەت | 5742 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#2

Interpretation of ( طه 54 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Yiyin, hayvanlarınızı yayıp otlatın. Kuşkusuz bunda, aklı başında insanlar için ibretler vardır. ] - Interpretation of ( Ta-ha 54 )

[ كُلُوا وَارْعَوْا أَنْعَامَكُمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِأُولِي النُّهَى ] - طه 54

وةرطيَران ئایەت | 2402 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#3

Interpretation of ( الحجر 19 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Yeri yayıp döşedik, ona kuvvetli dağlar diktik ve içinde ölçülü/ahenkli her şeyden bitirdik. ] - Interpretation of ( Al-Hijr 19 )

[ وَالْأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ شَيْءٍ مَوْزُونٍ ] - الحجر 19

وةرطيَران ئایەت | 1821 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#4

Interpretation of ( الشورى 27 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Eğer Allah, kulları için rızkı yayıp döşeseydi, yeryüzünde mutlaka azarlardı. Ama O, dilediğince ölçülü olarak indiriyor. Çünkü O, kullarından gereğince haberdardır, onları iyice görmektedir. ] - Interpretation of ( Ash-Shura 27 )

[ وَلَوْ بَسَطَ اللَّهُ الرِّزْقَ لِعِبَادِهِ لَبَغَوْا فِي الْأَرْضِ وَلَكِنْ يُنَزِّلُ بِقَدَرٍ مَا يَشَاءُ إِنَّهُ بِعِبَادِهِ خَبِيرٌ بَصِيرٌ ] - الشورى 27

وةرطيَران ئایەت | 4299 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#5

Interpretation of ( الروم 48 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ O Allah'tır ki, rüzgârları gönderir de onlar, bulutu savurur. Sonra Allah o bulutu gökte dilediği gibi yayıp döşer, onu parça parça eder. Nihayet sen onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Sonra onu kullarından dilediğine ulaştırdığında onlar, müjde almış gibi sevinirler. ] - Interpretation of ( Ar-Rum 48 )

[ اللَّهُ الَّذِي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ فَتُثِيرُ سَحَابًا فَيَبْسُطُهُ فِي السَّمَاءِ كَيْفَ يَشَاءُ وَيَجْعَلُهُ كِسَفًا فَتَرَى الْوَدْقَ يَخْرُجُ مِنْ خِلَالِهِ فَإِذَا أَصَابَ بِهِ مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ إِذَا هُمْ يَسْتَبْشِرُونَ ] - الروم 48

وةرطيَران ئایەت | 3457 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish