Çalışma zamanı (0,00317 saniye)
  • Sonuçlar: ( 1
  • - 4
  • | 4
  • )
#1

Şunun açıklamasıdır: ( Adh-Dhariyat 43 ) içinde Turkish ile Turkish Transliteration - tr

[ vefî ŝemûde iẕ ḳîle lehüm temette`û ḥattâ ḥîn. ] - Şunun açıklamasıdır: ( Adh-Dhariyat 43 )

[ وَفِي ثَمُودَ إِذْ قِيلَ لَهُمْ تَمَتَّعُوا حَتَّى حِينٍ ] - الذاريات 43

Çeviri hakkında Ayet | 4718 Yazar | Turkish Transliteration Dil | Turkish
#2

Şunun açıklamasıdır: ( Ibrahim 30 ) içinde Turkish ile Turkish Transliteration - tr

[ vece`alû lillâhi endâdel liyüḍillû `an sebîlih. ḳul temette`û feinne meṣîraküm ile-nnâr. ] - Şunun açıklamasıdır: ( Ibrahim 30 )

[ وَجَعَلُوا لِلَّهِ أَنْدَادًا لِيُضِلُّوا عَنْ سَبِيلِهِ قُلْ تَمَتَّعُوا فَإِنَّ مَصِيرَكُمْ إِلَى النَّارِ ] - إبراهيم 30

Çeviri hakkında Ayet | 1780 Yazar | Turkish Transliteration Dil | Turkish
#3

Şunun açıklamasıdır: ( Hud 65 ) içinde Turkish ile Turkish Transliteration - tr

[ fe`aḳarûhâ feḳâle temette`û fî dâriküm ŝelâŝete eyyâm. ẕâlike va`dün gayru mekẕûb. ] - Şunun açıklamasıdır: ( Hud 65 )

[ فَعَقَرُوهَا فَقَالَ تَمَتَّعُوا فِي دَارِكُمْ ثَلَاثَةَ أَيَّامٍ ذَلِكَ وَعْدٌ غَيْرُ مَكْذُوبٍ ] - هود 65

Çeviri hakkında Ayet | 1538 Yazar | Turkish Transliteration Dil | Turkish
#4

Şunun açıklamasıdır: ( Al-Baqarah 196 ) içinde Turkish ile Turkish Transliteration - tr

[ veetimmü-lḥacce vel`umrate lillâh. fein uḥṣirtüm feme-steysera mine-lhedy. velâ taḥliḳû ruûseküm ḥattâ yeblüga-lhedyü meḥilleh. femen kâne minküm merîḍan ev bihî eẕem mir ra'sihî fefidyetüm min ṣiyâmin ev ṣadeḳatin ev nüsük. feiẕâ emintüm. femen temette`a bil`umrati ile-lḥacci feme-steysera mine-lhedy. femel lem yecid feṣiyâmü ŝelâŝeti eyyâmin fi-lḥacci veseb`atin iẕâ raca`tüm. tilke `aşeratün kâmileh. ẕâlike limel lem yekün ehlühû ḥâḍiri-lmescidi-lḥarâm. vetteḳu-llâhe va`lemû enne-llâhe şedîdü-l`iḳâb. ] - Şunun açıklamasıdır: ( Al-Baqarah 196 )

[ وَأَتِمُّوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ لِلَّهِ فَإِنْ أُحْصِرْتُمْ فَمَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْيِ وَلَا تَحْلِقُوا رُءُوسَكُمْ حَتَّى يَبْلُغَ الْهَدْيُ مَحِلَّهُ فَمَنْ كَانَ مِنْكُمْ مَرِيضًا أَوْ بِهِ أَذًى مِنْ رَأْسِهِ فَفِدْيَةٌ مِنْ صِيَامٍ أَوْ صَدَقَةٍ أَوْ نُسُكٍ فَإِذَا أَمِنْتُمْ فَمَنْ تَمَتَّعَ بِالْعُمْرَةِ إِلَى الْحَجِّ فَمَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْيِ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلَاثَةِ أَيَّامٍ فِي الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعْتُمْ تِلْكَ عَشَرَةٌ كَامِلَةٌ ذَلِكَ لِمَنْ لَمْ يَكُنْ أَهْلُهُ حَاضِرِي الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَاتَّقُوا اللَّهَ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ ] - البقرة 196

Çeviri hakkında Ayet | 203 Yazar | Turkish Transliteration Dil | Turkish