Çalışma zamanı (0,00643 saniye)
  • Sonuçlar: ( 41
  • - 50
  • | 81
  • )
#41

Şunun açıklamasıdır: ( Maryam 73 ) içinde Polish ile Józefa Bielawskiego - pl

[ Kiedy są im recytowane Nasze znaki, jako jasne dowody, mówią ci, którzy nie uwierzyli, do tych, którzy uwierzyli: "Która z tych dwóch grup jest lepsza pod względem swego położenia i przebywa w lepszym towarzystwie?" ] - Şunun açıklamasıdır: ( Maryam 73 )

[ وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ قَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا أَيُّ الْفَرِيقَيْنِ خَيْرٌ مَقَامًا وَأَحْسَنُ نَدِيًّا ] - مريم 73

Çeviri hakkında Ayet | 2323 Yazar | Józefa Bielawskiego Dil | Polish
#42

Şunun açıklamasıdır: ( Al-Jinn 1 ) içinde Albanian ile Sherif Ahmeti - sq

[ Thuaj: “Mua më shpalllet se një grup i vogël nga xhinët i vuri veshin dhe dëgjoi (Kur’anin) dhe (kur u kthyen te të vetët) thanë: “Ne kemi dëgjuar një Kur’an që mahnit, ] - Şunun açıklamasıdır: ( Al-Jinn 1 )

[ قُلْ أُوحِيَ إِلَيَّ أَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِنَ الْجِنِّ فَقَالُوا إِنَّا سَمِعْنَا قُرْآنًا عَجَبًا ] - الجن 1

Çeviri hakkında Ayet | 5448 Yazar | Sherif Ahmeti Dil | Albanian
#43

Şunun açıklamasıdır: ( Yusuf 8 ) içinde Albanian ile Sherif Ahmeti - sq

[ Kur ata (vëllezërit) thanë: “Pasha Zotin, Jusufi dhe vëllai i tij, janë më të dashur te baba ynë se sa ne, ndërsa ne jemi grup (i fortë). Vërtet, babai ynë është në gabim sheshazi. ] - Şunun açıklamasıdır: ( Yusuf 8 )

[ إِذْ قَالُوا لَيُوسُفُ وَأَخُوهُ أَحَبُّ إِلَى أَبِينَا مِنَّا وَنَحْنُ عُصْبَةٌ إِنَّ أَبَانَا لَفِي ضَلَالٍ مُبِينٍ ] - يوسف 8

Çeviri hakkında Ayet | 1604 Yazar | Sherif Ahmeti Dil | Albanian
#44

Şunun açıklamasıdır: ( Maryam 73 ) içinde Albanian ile Sherif Ahmeti - sq

[ E kur u lexoheshin atyre ajetet tona të argumentuara, ata që nuk kshin besuar u thoshin atyre që kishin besuar: “Cili grup (ne ose ju) ka vend jete më të mirë dhe kuvend më autoritativ?” ] - Şunun açıklamasıdır: ( Maryam 73 )

[ وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ قَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا أَيُّ الْفَرِيقَيْنِ خَيْرٌ مَقَامًا وَأَحْسَنُ نَدِيًّا ] - مريم 73

Çeviri hakkında Ayet | 2323 Yazar | Sherif Ahmeti Dil | Albanian
#45

Şunun açıklamasıdır: ( Al Imran 23 ) içinde Albanian ile Sherif Ahmeti - sq

[ A nuk i sheh ti ata, të cilëve u është dhënë mjaft nga libri, kur të thirrën që ndërmjet tyre të gjykojë libri i All-llahut, se si një grup prej tyre prapësohej. Ata janë refuzues. ] - Şunun açıklamasıdır: ( Al Imran 23 )

[ أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ أُوتُوا نَصِيبًا مِنَ الْكِتَابِ يُدْعَوْنَ إِلَى كِتَابِ اللَّهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ يَتَوَلَّى فَرِيقٌ مِنْهُمْ وَهُمْ مُعْرِضُونَ ] - آل عمران 23

Çeviri hakkında Ayet | 316 Yazar | Sherif Ahmeti Dil | Albanian
#46

Şunun açıklamasıdır: ( Hud 27 ) içinde Turkish ile Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Toplumunun küfre sapanlarından bir grup kodaman şöyle konuşmuştu: "Bize göre sen, bizim gibi bir insandan başkası değilsin. Bakıyoruz sana, ayak takımımızın basit görüşlü insanlarından başkası ardına düşmüyor. Sizin bize hiçbir üstünlüğünüzün olduğuna inanmıyoruz. Aksine, sizi yalancılar sayıyoruz." ] - Şunun açıklamasıdır: ( Hud 27 )

[ فَقَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ قَوْمِهِ مَا نَرَاكَ إِلَّا بَشَرًا مِثْلَنَا وَمَا نَرَاكَ اتَّبَعَكَ إِلَّا الَّذِينَ هُمْ أَرَاذِلُنَا بَادِيَ الرَّأْيِ وَمَا نَرَى لَكُمْ عَلَيْنَا مِنْ فَضْلٍ بَلْ نَظُنُّكُمْ كَاذِبِينَ ] - هود 27

Çeviri hakkında Ayet | 1500 Yazar | Yasar Nuri Ozturk Dil | Turkish
#47

Şunun açıklamasıdır: ( Yusuf 30 ) içinde Albanian ile Sherif Ahmeti - sq

[ Një grup nga gratë e qytetit thanë: “Gruaja e zotëriut (e ministrit) i vërsulet marrëzisht shërbëtorit të vet, atë e ka kapluar në shpirt dashuria, e ne jemi të bindura se ajo është në humbje të hapët. ] - Şunun açıklamasıdır: ( Yusuf 30 )

[ وَقَالَ نِسْوَةٌ فِي الْمَدِينَةِ امْرَأَتُ الْعَزِيزِ تُرَاوِدُ فَتَاهَا عَنْ نَفْسِهِ قَدْ شَغَفَهَا حُبًّا إِنَّا لَنَرَاهَا فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ ] - يوسف 30

Çeviri hakkında Ayet | 1626 Yazar | Sherif Ahmeti Dil | Albanian
#48

Şunun açıklamasıdır: ( Al-Baqarah 75 ) içinde Albanian ile Sherif Ahmeti - sq

[ A shpresoni se do t’u besojnë ata juve (jehudët), kur dihet se një grup prej tyre dëgjuan fjalët e All-llahut, edhe pse i kishin kuptuar, e duke qenë të vetëdijshëm (ç’bënin) i ndryshuan ato. ] - Şunun açıklamasıdır: ( Al-Baqarah 75 )

[ أَفَتَطْمَعُونَ أَنْ يُؤْمِنُوا لَكُمْ وَقَدْ كَانَ فَرِيقٌ مِنْهُمْ يَسْمَعُونَ كَلَامَ اللَّهِ ثُمَّ يُحَرِّفُونَهُ مِنْ بَعْدِ مَا عَقَلُوهُ وَهُمْ يَعْلَمُونَ ] - البقرة 75

Çeviri hakkında Ayet | 82 Yazar | Sherif Ahmeti Dil | Albanian
#49

Şunun açıklamasıdır: ( Al-A'raf 164 ) içinde Albanian ile Sherif Ahmeti - sq

[ Dhe kur një grup prej tyre thanë: “Përse këshilloni një popull që All-llahu do ta shkatërrojë ose dënojë me një dënim të ashpër?” Thanë (këshilluesit): “Arsyetimi para Zotit tuaj dhe me shpresë që t’ju largohen gabimeve”. ] - Şunun açıklamasıdır: ( Al-A'raf 164 )

[ وَإِذْ قَالَتْ أُمَّةٌ مِنْهُمْ لِمَ تَعِظُونَ قَوْمًا اللَّهُ مُهْلِكُهُمْ أَوْ مُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا قَالُوا مَعْذِرَةً إِلَى رَبِّكُمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ ] - الأعراف 164

Çeviri hakkında Ayet | 1118 Yazar | Sherif Ahmeti Dil | Albanian
#50

Şunun açıklamasıdır: ( An-Nisa' 102 ) içinde Turkish ile Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış/dua etmemiş olan diğer grup gelip seninle birlikte namaz kılsınlar/dua etsinler. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kâfirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır. ] - Şunun açıklamasıdır: ( An-Nisa' 102 )

[ وَإِذَا كُنْتَ فِيهِمْ فَأَقَمْتَ لَهُمُ الصَّلَاةَ فَلْتَقُمْ طَائِفَةٌ مِنْهُمْ مَعَكَ وَلْيَأْخُذُوا أَسْلِحَتَهُمْ فَإِذَا سَجَدُوا فَلْيَكُونُوا مِنْ وَرَائِكُمْ وَلْتَأْتِ طَائِفَةٌ أُخْرَى لَمْ يُصَلُّوا فَلْيُصَلُّوا مَعَكَ وَلْيَأْخُذُوا حِذْرَهُمْ وَأَسْلِحَتَهُمْ وَدَّ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْ تَغْفُلُونَ عَنْ أَسْلِحَتِكُمْ وَأَمْتِعَتِكُمْ فَيَمِيلُونَ عَلَيْكُمْ مَيْلَةً وَاحِدَةً وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِنْ كَانَ بِكُمْ أَذًى مِنْ مَطَرٍ أَوْ كُنْتُمْ مَرْضَى أَنْ تَضَعُوا أَسْلِحَتَكُمْ وَخُذُوا حِذْرَكُمْ إِنَّ اللَّهَ أَعَدَّ لِلْكَافِرِينَ عَذَابًا مُهِينًا ] - النساء 102

Çeviri hakkında Ayet | 595 Yazar | Yasar Nuri Ozturk Dil | Turkish